Tam Kan Sayımı (HEMOGRAM)
Hemogram nedir?

Hemogram, bir kan örneği üzerinde yapılan, çok sayıda değeri barındıran bir test grubudur. Hemogram, vücutta herhangi bir hastalık ve enfeksiyonun varlığını kontrol eden geniş bir tarama paneli görevi görür. Hemogram, esas olarak kanın üç bileşenini, yani kırmızı kan hücrelerini, beyaz kan hücrelerini ve trombositleri test eder.

Blog Liste

Spermiogram Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Spermiogram Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Spermiogram Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Spermiogram testi, genellikle çocuk sahibi olmak için tedavi gören hastalar tarafından tercih edilmektedir. Ancak  bu test, kontrol amaçlı olduğundan sperm var mı yok mu diye de bu testi tercih edebilirsiniz. Erkekler boşaldıklarında meni geldiği için genellikle kendilerinden sperm sağlığı açısından emin olurlar fakat sadece meniye bakıp bir sonuç çıkaramayız.. Her boşalma sonrası meni gelebilir. Meni gelmesi her zaman içinde sperm hücresi olacağı anlamına gelmemektedir. Genetik kısırlıkta olabiliyor.Ergenlikte geçirilen Kabakulak hastalığı da kısırlık oluşturabiliyor. Evlilikte çocuk olmamasının nedeni sıklıkla kadınlardan kaynaklandığı bilinsede bu yanlış kulaktan dolma bir bilgidir. Kısırlıkta herhangi bir tedavi yoktur. Çocuk sahibi olmak için az sperm hücresi barındırması bile yeterli olur. Bu durum erken teşhisle sperm kalitesini vitaminlerle yükseltebilirsiniz ve bu testi yaptırmak için evliliği beklememelisiniz. Başka bir konuya değinmek gerekirse, ayakta çalışan erkeklerde kasıklarda ağrı oluşur bu durumda varikosel hastalığının belirtisidir.Varikosel hastalığı, uzun süre ayakta durmak,uzun yol yürümek,ağır egzersiz,cinsel aktivite sonrası daha belirgin olarak hissedilir.Bu durumda bir uzmana başvurulduğunda hastadan öncesi ve sonrası için Spermiogram testi istenilir. Genel olarak Spermiogram testini yaptırmak isterseniz cinsel perhiz süresine uymanız gerekmektedir. Bu süre zarfında herhangi bir boşalım olmaması gerekiyor.Bu süre 3 günden az 5 günden fazla olmayacak  şekilde ayarlanmalıdır. Aynı zamanda  gece istemsiz boşalım yaşanırsa perhizinizin bozulacağını sizlere söylemek isteriz.Bu durumda perhize tekrardan başlanması gerekir. Bu test için özel bi oda mevcuttur. Stres yapmadan spermiogram kabına ilk damla dahil tek bir boşalımla testiniz gerçekleşir.

Devamını Oku
Anti Müller Hormon (AMH) Testi Hakkında Öneriler
Anti Müller Hormon (AMH) Testi Hakkında Öneriler

Anti Müller Hormon (AMH) Testi Hakkında Öneriler

Kadınlarda yaş arttıkça yumurta hücrelerinin sayısı azaldığı gibi AMH seviyeleride düşmeye başlar.Menopoz dönemine yakın bir kadında çok düşük seviyeler tespit edildiği gibi bazen Polikistik Over Sendromu olup çok sayıda küçük yumurta olan kadınlarda çok yüksek, bazen normalin 2-3 katı seviyelerde AMH düzeyleriyle karşılaşılabilir. Gebelik isteği varsa AMH değerleri yaşa göre değişiklik gösterdiği için yüksekliği ya da düşüklüğü hakkında tedavi olunmalıdır. Bunun içinde AMH testi yapılması uygun görülür. AMH değerine adetin ikinci ya da üçüncü günü bakılması uygun olur çünkü yumurtalık rezervi ile ilgili daha detaylı bilgi verir. AMH düşüklüğü ya da yüksekliğinde panik yapmamak gerekir.Erken teşhis yapılırsa bu durumda zamanı iyi kullanmak çok önemlidir. ‘’Sonuç kötü çıktı , ya bebeğim olmazsa ‘’ gibi sorularla kendinizi panik haline sokmayın.Tedavi ve zamanı iyi kullanarak çocuk sahibi olunabilir.Bunun içinde ertelemeden AMH testinizi yaptırıp sonucunuza göre uygun tedaviye başlamanızı öneririz.

Devamını Oku
E2 ( ESTRADİOL) Testi Hakkında Faydalı Bilgiler
E2 ( ESTRADİOL) Testi Hakkında Faydalı Bilgiler

E2 ( ESTRADİOL) Testi Hakkında Faydalı Bilgiler

Adet bozukluğunuz varsa bu testi yaptırmanız ve tedavi olmanız gerekiyor.Hormon bozukluğu devam ederse diğer hormonlarda etkilenebilir.Bu durumda adet düzensizliği devam eder ya da gebe kalma oranı düşer.Gebelik isteyen bayanlar için adet döneminde düzenli yumurta takibi içinde baktırılabilen bir testtir. E2 seviyesi yaşa göre değerlendirilebilir. Yüksekliği ya da düşüklüğü için tedavi edilmesi önerilen bir hormondur.Bu testi ilk defa yaptıracaksanız adetin ikinci veya üçüncü günü yaptırmanızı öneririz.

Devamını Oku
Pıhtı Tehlikesine Dikkat!
Pıhtı Tehlikesine Dikkat!

Hayati organlardaki damarlara pıhtı atması, en sık rastlanan ölüm nedenlerinden biri. Uzmanlar, tehlikenin yaşla birlikte arttığını ve düzenli aralıklarla sağlık kontrolünden geçilmesi gerektiğini söylüyor.
Pıhtı atması, kanser, bulaşıcı hastalıklar ve trafik kazalarından sonra en sık rastlanan ölüm nedeni olurken, bağırsak, karaciğer ve akciğer damarlarında görülen pıhtı, uzuv kayıplarıyla da sonuçlanabiliyor.

Antalya'da düzenlenen ASVS 2023 Kongresi'nde, 30 ülkeden 1600 cerrah, pıhtıya bağlı tehlikeleri masaya yatırdı.

Özellikle aort damarındaki tıkanıklığa karşı önemli uyarılarda bulunuldu.

Uzmanlar, yaşla birlikte vaka oranının arttığını söylerken, gençlerde de görülebildiği halde 65-74 yaş arası kişilere baktığımız zaman 100 binde 55 gibi bir görülme sıklığı olduğuna dikkat çekiyor.

Uzmanlar ayrıca uzun süre oturmamak ve ayakta durmamak gerektiğine de dikkat çekti.

Bin kişiden birinde bacaklardaki ana damarlarda pıhtı oluştuğu, bu pıhtının akciğere ulaşma ihtimalinin yüksek olduğu belirtildi.

Bu nedenle düzenli aralıklarla sağlık kontrolü önerildi.

Kaynak: NTV

Devamını Oku
Doğum İçin En Güvenli Yaş Aralığı Nedir?
Doğum İçin En Güvenli Yaş Aralığı Nedir?

Günümüzde özellikle büyükşehirlerde yaşayan kadınlar, gerek ekonomik koşullar, gerekse kariyer yapma gibi nedenlerle anne olmayı ileri yaşlara erteleyebiliyor. Peki, doğum için en güvenli yaş aralığı nedir?

Macaristan’ın Semmelweis Üniversitesi’nden bilim insanları yaptıkları araştırmada bu sorunun yanıtını aradı ve kadınların çocuk sahibi olması için en güvenli yaş aralığını ortaya koydu.

Bilim insanları, 1980 ile 2009 yılları arasında doğum yapmış 31 bin 128 kadının verilerini, anne yaşı ile bebeklerde genetik olmayan doğum anomalileri arasındaki ilişki bağlamında inceledi.

Doğum anomalilerinin "en az görüldüğü 10 yıllık yaş aralığı"nı belirlemeye çalışan araştırmacılar, 23-32 yaş aralığının gebelik için ideal yaş aralığı olduğunu tespit etti.
Araştırma ayrıca, annenin yaşı arttıkça bebeklerde down sendromu, kalp hastalığı, dudak ve damak yarığı gibi durumların yaşanma ihtimalinin arttığını buldu.
Dudak ve damak yarığı görülme riski genç yaşta doğum yapan annelerin bebeklerinde yüzde 9 olarak tespit edilirken, 32 yaş üstü gebeliklerde ise bu riskin yüzde 45 oranında olduğu ifade edildi.
Doğuştan sindirim sisteminde bozukluk riskinin, genç yaşta doğum yapan annelerin bebeklerinde 23-32 yaş aralığına göre yüzde 23 fazla, 32 yaş üstünde doğum yapan kadınların bebeklerinde ise bu oranın yüzde 15 fazla olduğu tespit edildi.
Daha önce yapılmış araştırmalar genetik bozukluklar ile anne yaşı arasındaki ilişkiyi doğrularken, kromozomal olmayan anomaliler ile anne yaşı arasındaki ilişki üzerine çalışmaların eksikliği hissediliyor.


Kaynak: NTV

Devamını Oku